İstanbul'da Akran Eğitimi Gerçekleştirildi
- 24 Nis 2019
- 4 dakikada okunur
Gilead ile Hayat Bulan Fikirler Programı tarafından desteklenen, HIV ile yaşayan bireylere yönelik "Akran Danışmanlığı, Kapasite Geliştirme ve Savunuculuk Eğitimleri Projesi”nin üçüncü eğitimi 13–14 Nisan 2019 tarihlerinde İstanbul’’da Pozitif-iz Derneği toplantı salonunda gerçekleştirildi.

2’i kadın, 14 katılımcı ile gerçekleştirilen eğitimin ilk günü proje koordinatörü Tekin Tutar'ın proje tanıtımı ile başladı. Tekin Tutar, projenin HIV ile yaşayan bireyleri fiziksel, hukuksal, psikolojik ve sosyal yönlerden güçlendirmeyi ve onların akranlarına destek ve danışmanlık verebilecek bilgi birikimine sahip olmalarını amaçladığını belirtti. Eğitimin içeriğini ve eğitmen kadrosunda yer alan uzmanları tanıttı ve projenin tamamlanması ile birlikte beklenen sonuçları paylaştı. Proje tanıtımı sonrasında katılımcıların kendilerini tanıtması ve eğitim anlaşmasını oluşturmak üzere Çiğdem Şimşek söz aldı.
Tanışma ve 2 gün için toplantı kurallarının belirlendiği eğitim anlaşmasının ardından katılımcıların eğitim ile ilgili beklenti ve kaygılarını yazacakları not kâğıtları ve kalemler dağıtıldı. Doldurulan kâğıtlarda yer alan beklentiler ve kaygılar toplanıp okunarak grupla paylaşıldı. Böylece tüm katılımcılar birbirinin talep ve hassasiyetleri hakkında bilgi sahibi oldu.
Günün ikinci sunumu, Uzm. Dr. Arzu Nazlı Zeka tarafından gerçekleştirilen "HIV’in Tıbbi Boyutu" idi. Dr. Zeka konuşmasında HIV'in yapısını, bulaş ve korunma yollarını, tarihsel süreçte tedavideki değişimleri, mevcut tedavileri ve etkilerini detaylıca anlattı ve HIV ile enfekte kişilerin dikkat etmeleri gereken noktalara değindi. Tedaviye uyumun ve sağlığı bozacak alışkanlıklardan uzak durmanın yaşam kalitesi üzerindeki etkilerinin önemini belirten Zeka, katılımcıların tedavi süreçleriyle ilgili bireysel sorularına da aydınlatıcı yanıtlar vererek sunumunu tamamladı.

Güne Tekin Tutar’ın, HIV tarihçesi, epidemiyolojisi ve aktivizmi konulu sunumuyla devam edildi. Tutar, HIV’in ortaya çıkışını ve dünyayı nasıl etkilediğini tarihsel perspektiften aktardıktan sonra HIV’e ilişkin güncel epidemiyolojik bilgileri paylaştı. Birleşmiş Milletlerin 2020 için ortaya koyduğu 90–90–90 küresel hedeflerden bahsetti ve Türkiye olarak bu hedeflerdeki duruma ilişkin bilgiler verdi. Türkiye’de son yıllarda yeni HIV enfeksiyonundaki artışa dikkat çekti. Türkiye’de HIV aktivizminin nasıl başladığı ve evrildiğini anlattı. Destek, danışmanlık, savunuculuk ve farkındalık alanlarındaki çalışmalardan bahsetti.
Öğle yemeğinin ardından İstanbul’daki ilk eğitime katılan, 1981 yılında HIV ile enfekte olan aktivist Benjamin Collins’in İstanbul’da gerçekleştirdiği sunumunun videosu ile eğitim programına devam edildi. HIV’in ilk çıktığı 80'li yılları ve o dönemdeki yarattığı şok etkilerini, bilgisizlik ile damgalanmanın ağırlığını paylaştığı video sunumunda ayrıca o yıllarda HIV ve AIDS hakkında hiç bir şey bilinmediğini, en önemlisi tedavilerin olmadığını, tanı alanların tam bir bilinmezlik ve korku içinde olduğunu anlattığı video katılımcılar tarafından dikkatle izlendi.
40 yıla yakın bir süredir HIV ile yaşayan, bugün 71 yaşında ve hala çok sağlıklı / fit olan Collins, HIV ile yaşamanın ve sağlıklı kalmanın püf noktalarına da değindi. HIV pozitiflerin başta sigara kullanımı olmak üzere diğer maddelerin kullanımının olumsuz etkilerinin altını çizdi.
Av. Habibe Kayar yaptığı “HIV, insan hakları ve ihlaller” sunumunda HIV ve AIDS’i insan hakları ve yasalar çerçevesinde değerlendirdi. Hak arama yollarını, hem alanda yaşanan ihlalleri örneklendirerek, hem de izlenmesi gereken adımları maddeleyerek anlattı.

Kayar, kişisel verilerin kullanılması kanununu da ayrıca HIV bağlamında ele aldı ve hukuki zeminde hekimin, hastasını ret etme hakkının bulunmadığının da altını çizdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmış bazı dava örneklerini ve bu davalardan çıkan kararları paylaşarak sunumunu tamamladı. Eğitime katılan kişiler hastanelerde, işyerlerinde ve sosyal alanlarda karşılaştıkları ihlalleri paylaştı, grup olarak bu ihlaller tartışıldı ve hukuki açıdan neler yapılabileceği konusunda Av. Kayar’ın önerileri dinlendi.
Günün son oturumunda ise Yasin Erkaymaz, HIV tedavisine erişim ve HIV bağlamındaki bürokratik işlemler konularında katılımcıları bilgilendirdi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Türkiye’de bulunan yabancıların sosyal güvenlik şemsiyesi altında HIV tedavilerine nasıl erişebileceği ve hangi durumlarda erişimin önünde engeller olduğunu ilişkin bilgiler verdi. Askerlik, öğrenci yurtları, huzur evleri gibi alanlarda karşılaşılabilecek sorunları ve çözüm önerilerini anlattı.
Eğitimin ikinci günü psikiyatrist Dr. Meral Akbıyık’ın sunumuyla başladı. HIV tanısı almanın kişilerde reddedilme korkusu, bulaştırıcılık korkusu, içselleştirilmiş utanç, mesleki sınırlamalar, seyahat sınırlamaları, hastalık ve sağlık korkuları gibi nedenlerle ağır bir yük oluşturabildiğini belirtti. HIV’i öğrenmenin, gruba dahil olmanın ve önyargıları fark etmenin bu yükü hafiflettiğini, akran danışmanlığının benzersiz bir biçimde kişilerde HIV’in oluşturduğu yükü hafifletmeye yardımcı olduğunu ifade etti. Dr Akbıyık, bizi kabul edecekler mi sorusunun esas yanıtının kişinin kendisini kabul etmekten geçtiğini vurguladı.
HIV’in psikolojik süreçlerine ve HIV tanısı alanların verebileceği duygusal yanıtlara değinen Akbıyık, akran danışmanlarının psikolog ve psikiyatristlere hangi durumlarda yönlendirme yapmaları gerektiğini açıkladı. Akran danışmanının sorumluluğunu; bilgiyi doğru vermek, yargılamamak, seçimlerine saygı duymak, yol göstererek sağlıklı bir bağ kurmak olarak tanımladı.
Güne Uzm. Dyt. Ayşegül Bahar’ın sunumu ile devam edildi. Beslemenin temel ilkeleri ile sunumuna başlayan Bahar, besin ögeleri ve besin gruplarından bahsetti. Mucize besin olmadığını bu sebeple tüm gıda gruplarından dengeli beslenmenin önemini vurguladı, bağırsak sağlığının genel sağlık üzerindeki etkilerini paylaştı ve bağırsak sağlığı korumak için önerilerde bulundu. Katılımcıların genel beslenme, HIV/beslenme ilişkisi, ilaçlar ve beslenme gibi konulardaki sorularını yanıtlayarak sunumunu tamamladı.
21 yıldır HIV ile yaşayan Sevgi Yılmaz (Kız Kulesiii) kendi tanı alma anını ve 'HIV' kelimesini ilk duyduğu an yarattığı etkiyi anlatarak sunumuna başladı. İleri AIDS evresinde, yatalak vaziyette tanı alan Yılmaz, tedaviler sayesinde sağlığını kısa zamanda nasıl geri kazandığını fotoğraflarla anlattı.
Alanda yaşanan ihlal ve ayrımcılıkları gördükçe "Hiç kimse HIV pozitiflerin sahip oldukları hakları kullanmalarına engel olamaz" diyerek alanda nasıl bir savunucu olmaya karar verdiğini aktardı.
Onlarca eğitime katılarak kapasitesini geliştirmesinin bir aktivistteki olumlu etkilerinin altını çizdi. Sunumuna konuşmacı ve eğitmen olduğu 100'ü aşkın etkinlikten kolajlar ile devam etti. Konuşmasını HIV'in sağlıklı yaşama engel olmadığını, ancak bunun için katılımcılara hayatlarından sigarayı çıkartıp, sporu koymaları gerektiği tavsiyesinde bulunarak tamamladı.

Eğitimin ana odağı olan 'danışmanlık' verme ilkelerini ve 'iletişim tekniklerini' ise Çiğdem Şimşek anlattı. Sunumuna; nasıl ve hangi koşullarda danışmanlık verilir, kişi nasıl karşılanır, danışmanın dikkat etmesi ve hassas yaklaşması gereken durumlar hangileridir? Neleri sormamalı ve söylememeliyiz? gibi başlıklarda aktarımlarda bulundu.
Güne tiyatro tabanlı akran danışmanlığı eğitimi ile devam edildi. Katılımcılardan 2 kişi sahneye davet edilerek birinin akran danışmanı ve diğerinin yeni tanı almış danışan rolünü üstlenmesi istendi. Yeni tanı almış rolünü oynayan kişiye rolü yazılı olarak aktarıldıktan sonra performans gerçekleştirildi. Akran danışmanını canlandıran kişinin verdiği danışmanlık izlendi ve sonrasında Tekin Tutar’ın moderasyonunda bu danışmanlıktaki doğru ve yanlışlar ekiple tartışıldı. Uygulama toplam 6 katılımcı ile 3 kez gerçekleştirildi ve verilen akran danışmanlıkları değerlendirildi.
Eğitime grup çalışmasıyla devam edildi. 3 gruba ayrılan katılımcılara örnek vakalar içeren kağıtlar dağıtıldı ve kendilerine verilen örnekteki kişiye ne önerecekleri, nasıl danışmanlık verecekleri konusunda kendi gruplarında tartışmaları istendi. Grup sözcüleri kendi değerlendirmelerini tüm katılımcılarla bu öneriler tartışıldı.
Programın sonunda Koordinatör Tekin Tutar tarafından katılımcılarla iki günün sözel değerlendirmesi yapıldı ve geri bildirimler alındı. Katılımcılardan önemli bir kısmı eğitime gelirken kaygıları olduğunu ama katıldıkları için çok mutlu olduklarını ifade etti ve bu eğitimlerin devamının olmasını dilediklerini belirtti.
Hazırlanan değerlendirme formları dağıtılarak da katılımcıların eğitimin bütünü hakkındaki görüş ve önerileri toplandı.

Comments